AĞRI DAĞI ETKİNLİĞİ

Yazı : Ali KASAP 2001
ARALIK 2000-
Bodrum Doğa Sporları Klübü :Gökçeler – Uyku vadisi Dağcılık Federasyonu Temel Eğitim kampı.
–MART 2001-
Bodrum Doğa Sporları Kulübü olarak 30 Ağustos 2001 Ağrı Dağı Zafer Bayramı tırmanışına katılmaya karar verme.
–HAZİRAN 2001-
Ekibin oluşturulması : Erol Hocanın liderliğinde; Mustafa, Okan, Deniz, Saadettin ve ben‘den oluşan gurubun iki aylık teorik, pratik ve kondüsyon arttırıcı proğramlarla hazırlanması. Malzemelerin tamamlanması, kamp malzemeleri, teknik malzemeler, zirve çıkışı için buz kramponu, kazma, vs.
-26 AĞUSTOS 2001–
Pazar sabahı Ağrı-Patnos Tur’a ait otobüsle hareket, 27 saatlik bir yolculukla Ağrı’ya varış. Valilikten tırmanış belgelerinin imzalatılmasını takiben, Doğubeyazıt’a minibüsle hareket. Dümdüz uçsuz bucaksız 110 km’lik Ağrı-Doğubeyazıt yolu. Hava sıcak. Saat 13:00 Doğubeyazıt’tayız. Kasabanın merkezinde lüks lokantada nefis öğlen yemeği, fiyatlar Bodrum’a göre çok uygun. Bodrum’dan tanıdığımız Ağrı Diyadinli minibüs şoförü Hikmet, seramik-fayans ustaları Şerafettin, Mürsel kardeşlerin rehberliği ile Meteor çukuru, Nuhun gemisi olarak isimlendirilen vadiye varış; Bölge volkanik yapıya sahip. Akan volkan lavları gemi motifini oluşturmuş, ziyaretçiler için küçük bir yapı inşa edilmiş, kapısında “Nuh’un Gemisi Müzesi” yazıyor. İçeride çeşitli yayın organlarında Nuhun gemisi ile ilgili çıkan yazı ve resimler sergileniyor. Köy yollarından minibüs ile İshak Paşa Sarayı’na doğru ilerliyoruz. Yayla köylerinden geçerken bir adama soruyoruz;“Saraya ne kadar sürer?.” Cevap: “Yarım saat on beş dakika.” Birbirimize bakışıyoruz. Yaklaşık iki saatte varabildik. Akşam olmak üzere. Sarayı oldukça kalabalık turist gurupları ziyarete gelmiş. Saray eski İpek Yolu üzerinde, Osmanlı döneminde yörede çıkan taşlarla yüz yirmi yılda inşa edilmiş. Büyük bir kapıdan (aslı değilmiş, aslını Ruslar Birinci Dünya savaşında söküp götürmüşler) iç avluya giriliyor, Saray kaderine terkedilmiş durumda insanın içi sızlıyor. Derme, çatma çelik takviyelerle ayakta tutulmaya çalışılıyor. Sarayın yanında Ahmet Yesevi külliyesi bulunuyor. Hava karardı, gezmeye fırsatımız yok. Akşam; Doğubeyazıt’ın o meşhur pasajını geziyoruz .Ne ararsan var:sigara, içki, oyuncak, elektronik.Fiyatlar neredeyse Bodrum’la aynı, ucuz bir şey yok. Hindistan ve Çin malı hediyeliklerden alıyoruz. Zirve için konyak ve viski bakıyoruz. Çarşıda Erol Hocanın eski rehberlik yıllarından tanıdığı Ahmet Çoktin’e uğruyoruz. Kamp yerine sırf çantalarımızı çıkartmak için (2200 m’den-3200 m-4200 m, ye) katır kiralama pazarlığına girişiyoruz. Yörede satış fiyatı otuz milyon olan katırları günlüğü yirmi milyona kiralıyoruz. Gece konaklamak için Ortadoğu Oteline yerleşiyoruz. Akşam yemeğimizi çarşıda lokantada yiyoruz. Daha sonra antep baklavası ve burma kadayıf partisi veriliyor. Otele geçip erkenden yatıyoruz.

27 AĞUSTOS-
Dağcılık Federasyonu ekibi ve diğer ülkelerden gelen dağcılarla birlikte çeşitli araçlarla dağ komando birliğinin nezaretinde Eli Köyü yaylasına doğru saat 09:30 da hareket ediyoruz. Saat 10:30 Eli köyü yaylasındayız birkaç tane bağ evi görünüyor. Kamyonlarla gelen dağcılar tozdan adam görünümünde. Sırt çantalarımızı, yiyeceklerimizi ve içme sularımızı katırlara yüklüyoruz. Bazı dağcılar sırt çantalarıyla yürüyüşe başlıyor. Dört saatlik yürüyüşle 3200 m kampındayız.Doğubeyazıt aşağıda görünüyor. Dağ komando birliği komutanı üsteğmen İlker ile tanışıyoruz. Bodrum’dan geldiğimi öğrenince hangi köyünden olduğumu soruyor Gündoğan deyince vay hemşerim diye sarılıyor. Ben de hemen oltaya takılıyorum.Yükseklik etkisi bu olsa gerek. Daha sonra sanat müziği ile uğraştığını Gündoğan’da yazlığı bulunan Yılmaz Pakalınlar’ın öğrencisi olduğunu söyledi. Gülüştük. Çadırlarımızı kuruyoruz. Mustafa-Erol, Deniz-Okan, Saadettin ve ben eşleşiyoruz, çok iyi durumda. Değişik ülkelerden gelen dağcılar bayraklarını asıyorlar. Hafif bir yürüyüş yapıyoruz. Hava kararmadan yemeğimizi yiyip erkenden yatıyoruz.


–-28 AĞUSTOS-
Sabah yedide kalktık, kahvaltıdan sonra çantalarımızı ve yiyeceklerimizi katırlara yükleyerek zorlu 4200 metre kampına doğru yürüyüşe geçtik. Patika yollar çok dik ve dar katırlar bile zorlanıyor. Hepimiz iyiyiz Erol Hoca’da biraz mide problemi var. Ekipler halinde düzenli yürüyoruz. 3800 metrelere doğru yorgunluk başladı. Bu arada 4200 metredeki kamp yerinin kayalık olduğu ve çadır yeri problemi olduğu konuşuldu. Okan ve ben çadır yeri kapmak için guruptan ayrılıp yüksek tempoyla yürüyüşe devam ettik. Saat 13:30, 4200 m kamp yerindeyiz kartal yuvası gibi dar kayalık, çadır yeri bulmakta zorlanıyoruz daha önceden hazırlanmış çadır yerleri rüzgar koruganları Federasyon ve basın mensuplarına ayrılmış. Zar zor iki çadırlık yer düzeltiyoruz. Ekibin hepsi 4200 metrede. Rüzgar ve hafif yağış var güç bela çadırlarımızı kuruyoruz. Ekipte yorgunluk ve yükseklik etkileri görünmeye başladı. Erol hocanın midesi, Mustafa, Saadettin ve Deniz’in başları ağrıyor Okan ve ben iyi durumdayız. Zaman zaman kar atıştırıyor zirve görünmüyor, erkenden yatıyoruz.





-29 AĞUSTOS-
Gece uyumakta zorluk çekmemize rağmen, sabah herkes çok keyifli. Zaman zaman dağılan bulutların arasından zirve görünüyor. Küçük Ağrı yanımızda, karşımızda Tendürek Dağları. Gün içinde 4600 metreye guruplar halinde uyum yürüyüşleri yaptık. Yarınki zirve için teknik malzemelerimizi hazırladık. Federasyon yetkilileri metoroloji’den devamlı hava raporlarını telefon ile alıyorlar. Yarın sabah zirve çıkışı riskli hava hala kapalı ve yağışlı. Zirve kararı yarın sabah verilecek.

-30 AĞUSTOS-
Geceyi yarı uyanık geçirdik. Sabah 05:00’de uyandık yiyeceklerimiz ve sularımız donmuş, kahvaltı yapmadan zirve yürüyüşüne başladık. Herkes çantasına bir parça ekmek ve yiyecek koydu. Müthiş bir heyecan. İranlı gurup zirve yapmış dönüyorlar. Durumları kötü görünüyor, yukarısının çok soğuk olduğunu söylüyorlar. Heyecanımız artıyor. Son gurup olarak tırmanışa başlıyoruz. 4800 metrelere varıldı yaklaşık beş saattir yürüyoruz. Yağmur, zaman zaman kar yağıyor. Erol Hoca’nın mide problemi artıyor. Saadettin yorgun ve bitkin, Deniz limitlerini zorluyor, Mustafa iyi ama baş ağrıları var Okan ve ben iyi durumdayız. Lider Erol Hoca kararını açıkladı: dönüyoruz. Ekip adına Okan zirveye çıkacak son anda ben kendi isteğim ile Okan’a eşlik etmek istiyorum. Erol hocayla bakışıyoruz. Erol Hocam sonsuz teşekkürler. İki kişi zirveye dört kişi kampa doğru yürüyüşte.
ZİRVEYE DOĞRU
Ekipten ayrıldıktan bir saat sonra Okan’la birlikte 4900 metrede buzul başlangıcındayız. Durumlarımız iyi, bende yorgunluk belirtileri başladı. Ekiplerin hepsi dönüşte kramponlarımızı ve göğüs kemerlerimizi bağlıyoruz. İki Ankaralı dağcı ile birlikte daha önceden federasyon yetkililerince döşenen sabit hatta pursik ile bağlanıyoruz. 50 metre yürüyünce kar fırtınasının içinde temel eğitimimizi aldığımız Tekin Hoca ile karşılaşıyoruz. Bodrum gurubu olarak bizleri görünce seviniyor, selamlaşıyoruz. Bizlere emeği çok geçti. Moral ve güven duygusu ile ipi izleyerek yürüyoruz görüş mesafesi 2.5-3 metre civarında. İpten ipe geçerken emniyet almada zorlanıyoruz. Rüzgar ve tipi şiddetli zaman zaman buz yarıkları görünüyor, korku keyif iç içe soğuğu hissetmiyoruz. Saat 12:15 yaklaşık beş ip boyu gittikten sonra rüzgarın etkisi ile emekleyerek zirveye çıkıyoruz.

Göz gözü görmüyor. Fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ama makine buz tutmuş çalışmıyor (dolayısı ile belgeleyemedik inanmamakta haklısınız. Sırf fotoğraf çekmek için bir defa daha denemeye ne dersin dostum. Gerçi Okan “bu bana bir ders olsun bir daha asla” dedi ama.. Son gurup olduğumuz için emniyet iplerini ve buz vidalarını sökerek inişe geçiyoruz. Kendimizi emniyete alarak ipleri ve emniyet malzemelerini paylaşarak rehberlerin eşliğinde inişe geçiyoruz. Daha kısa bir parkurdan düşe kalka iniyoruz tipi ve yağmur karışık yağıyor. Sis bastırdı. Rehberler hızla inerek bizden ayrıldı Okan’la birlikte siste yönümüzü bulmaya çalışıyoruz seslerin yardımıyla kampların yanındaki vadiye iniyoruz. 4200 m kampı toplanmaya başlamış. 3200 metreye doğru inişe geçiyoruz. Ekibin ortak kararı direkt 3200 metre Eli köyüne inerek oradan bizi karşılayacak araçla Diyadin’deki, Termal Otelde gece kalmak. Tahminimize göre 6-7 saatlik yürüyüş ile 2200’e inebiliriz. Aşağıya indikçe hava güzelleşiyor. Saat 19:00, 2200 metredeyiz. Okan’la birlikte yürüyüşümüz toplam on dört saati buldu. Saat 21:00 Diyadin Termal Oteldeyiz. Herkes çok yorgun ve bitkin. Otel Bodrum’daki beş yıldızlı tatil köyü konforunda. Restoranda canlı müzik eşliğinde akşam yemeğini yiyip erkenden yatıyoruz.
-31 AĞUSTOS–
Kahvaltı, hazırlık daha sonra minibüs ile Diyadin şehir turu ve Ağrıya doğru yolculuk. Bodrum otobüsümüz saat 14:00’te kalkıyor. Saat 13:00’te Ağrı’dayız abartılı bir öğlen yemeği. Saat 14:00’te terminaldeyiz. Otobüs seferinin iptal olduğunu öğrendik sebebi teknikmiş hepimiz şoktayız. Allah’tan başka bir firmanın sabah 10:00’da kalkması gereken Söke otobüsü henüz hareket etmediği için zar zor yer buluyoruz. Kelle koltukta Bodrum’a doğru hareket ediyoruz.
-1 EYLÜL CUMA-
Dünya barış günü saat 18:00, Bodrum terminalindeyiz. Yedi günlük Ağrı Dağı etkinliğini tamamlamanın mutluluğu ile BODOSK’dan arkadaşlarla kucaklaşıyoruz.
Ali KASAP
|